Sıklıkla duyduğunuz eklem hareket aralığı vücudumuzda belli bir eklemin ya da vücudumunuzun bir kısmının yapabildiği hareket açısıdır. Bu açı dizimizi ne kadar uzağa bükebileceğimizi, döndürebileceğimizi veya kollarımızı ne kadar açabileceğimize işaret eder. Peki eklem hareket aralığı tam olarak neden önemlidir biliyor musunuz?
Vücudumuz dizlerimiz, ayaklarımız ve ayak bileklerimizden sırtımıza boynumuza ve el bileğimize kadar en az tek bir yöne hareket edebilen eklemlerden oluşur. Hareket aralığı değişimlerinde yani yürüme, sıçrama, atlama, koşma, germe gibi hareketler esnasında kemikler eklemlerin oluşturduğu birleşim noktalarında buluşarak, kas, bağlar ve tendonlardan destek alır ve vücudun hareketliliğini sağlar.
Kısıtlı hareket aralığı aynı zamanda eklem hareketliliğinin kısıtlanmış olması anlamına gelir ve yaşam kalitenizi olumsuz yönde etkilerden aynı zamanda olası bir eklem veya omurga problemlerinin nedeni olabilir. Kısıtlı hareket aralığı yardım almadan gerçekleştirebileceğiniz aktiviteleri azaltır ve kas atrofisine katkıda bulunabilir yani bir diğer deyimle çalışmayan kasların hacminde ve gücünde azalmaya yol açabilir.
Eklemlerde hareket aralığının kısıtlanmasının nedenleri altında 3 ana faktör yer bulunmaktadır;
Mekanik nedenler arasında kas yaralanmaları, bağ yaralanamaları, tendon yaralanmaları ve kas ağrıları gibi etmenler gösterilebilmektir. Yaralanma sonucu eklemler hareketlerini tam kapasitede uygulayamayarak, hareket aralığının kısıtlanmasına neden olurlar.
Kısıtlı hareket aralığında nörolojik nedenler arasında 6. Duyu olarak da bilinen propriyosepsiyon, sinirlerle ilgili yaralanma ya da deformasyon, beyin hasarı, sinir yollarındaki anormalliklere bağlı kontraktürler gösterilebilir. Enfeksiyonel nedenler, enfoksiyon sonucu oluşan şişme, ağrı, romatizmal ekem iltihabı, eklem enfeksiyonları olarak tanımlanabilir.
Hareket aralıkları aktif ya da pasif olmak üzere iki farklı türde ele alınmaktadır. Aktif hareket aralığı, kişilerin kas eylemi ve kontrolü yoluyla başlattığı ve bitirdiği hareket eylemleridir. Yürüme, koşma, sıçrama gibi hareket aralıkları aktif hareket aralığı türleri arasında değerlendirilebilir.
Aktif hareket aralığının azalmasındaki etmenler genellikle ağrı, kas zayıflığı ya da eklem ya da kaslarda meydana gelen problem ya da deformasyonlara işaret edebilir. Bu tip durumlarda bir fizyoterapistin yardımı ile düzenli egzersiz yaparak hareket kısıtlılığının önüne geçilebilmektedir.
Pasif hareket aralığı, eklemlerin, kişilerin kontrolü ve müdahalesi dışında gerçekleşen hareketler bütünüdür. Genellikle pasif hareket aralığının gözlemlediği durumlar fizyoterapistin değerlendirme ya da terapi esnasında gerçekleştirdiği eylemlerdir. Pasif hareket hareket aralığı eklem içindeki yapılar, şişlikler ve kemik anormallikleri nedeniyle azalabilir.
Haraket aralığının kısıtlanması, günlük yapılan en basit aktivitelerde bile zorlanmalara yol açarak yaşam kalitesiniz olumsuz etkiler ve önlem alınamadığı taktirde eklemlerde deformasyonlara yol açarak çeşitli eklem problemlerine neden olabilir. Eklemlerde meydana gelen hareket kısıtlığı pek çok farklı fizyoterapi metodları ile iyileştirilebilmektedir.
Fizyoterapistler detaylı bir değerlendirme ve muayene ile hareket aralığında meydana gelen kısıtlamaların nedenlerini tespit ederek, eklem hareketlerini eski haline döndürmeye yardımcı olabilirler. Manuel terapi teknikleri ve beraberinde uygulanan terapötik egzersizler ile eklemlerde blokaj olarak adlandırılan kısıtlanmış hareket aralığı, postüral denge içerisinde sağlıklı ve iyilik haline kavuşabilir.
Fizyoterapistler, manuel terapi ve çeşitli teroapötik egzersizler ile şunları hedeflemektedir;
Fizyoterapist ile yapılan düzenli fizyoterapi, manuel terapi ve terapötik egzersizler sonucunda iyilik haline kavuşmuş eklem ve hareket aralığını olumlu yönde geliştirmek ve mobilitenizi artırmak için günlük yaşam rutininizde bazı düzenlemeler yaparak sağlıklı bir yaşamın kapılarını açabilirsiniz.
Düzenli egzersiz yaparak kaslarınızın ve eklemlerinizin esnekliğini artırabilir ve bu sayede vücudunuzu güçlendirerek, olası yaralama ve yırtılmalardan korunabilirsiniz. Yaralanmalar sadece dokularla sınırlı değildir. Örneğin sırtınızdaki bir yaralanmak, hamstring ve baldır kaslarınızdaki esnekliği geliştirmenize engel olabilir. Kalça veya dizlerinizdeki bir yaralanma ise omuzlarınızdaki veya sırtınızın üst kısmındaki esnekliği geliştirmenizi engelleyebilir.
Eklem hareket aralığınızı artırmanın ve mobilitenizi geliştirmenin en önemli adımı gün içerisinde belli zaman periyotlarında esnemeyi alışkınlık haline getirmek ve kaslarınızı ve eklemlerinizi egzersiz öncesi ve sonrası mutlaka germe ve esnetme hareketleri ile ısıtmak ve soğutmaktır.
Pek çok farklı türde esneme egzersizleri uygulanmaktadır. Bazıları ısınmak için daha uygunken, bazıları yaralanma rehabilitasyonu için daha iyi, diğerleri ise atletik gelişim için harikadır. Hareket aralığınınızı ve mobilitenizi geliştirmek için size en uygun esneme programını fizyoterapistinizle görüşerek öğrenebilirsiniz.
Statik esneme, esnekliğinizi ve hareket aralığınızı geliştirmek için açık ara en iyi esneme şeklidir. Özellikle 30 saniyeden daha uzun süre uygulanan uzun süreli statik esneme, hareket etmeden yapılan en verimli esneme egzersizidir. Statik egzersizler;