Skolyoz halk dilinde omurga eğriliği olarak da adlandırılan bir tür ortopedik rahatsızlıktır. Omurganın boyun, sırt ve bel bölgelerinde sağ veya sol tarafa doğru kavis vererek eğilmesi skolyoz rahatsızlığını tanımlar ve aynı zamanda duruş bozukluğu olarak da bilinir.
Skolyoz problemleri genellikle ergenlik döneminde yaygın olarak görülmektedir. Doğumla birlikte edinilen skolyoz aynı zamanda çocukluk döneminde ya da sonradan da oluşabilmektedir. Skolyoz rahatsızlığının teşhis ve tanısı ile en temel belirleyici unsur skolyoz türüne göre değişiklik gösteren şiddetli sırt ve bel ağrılarıdır.
Skolyoz tanısı için bir diğer belirti de gözle görülebilen duruş bozukluğudur. Skolyoz rahatsızlığına sahip olan kişilerin bir omuzunun diğerine göre daha yüksekte olması, sırtın bir bölümünde görülen anormal kabarıklık veya omuz ile kalça simetresinin farklı seviyelerde olması bir diğer ifade ile duruş bozukluğu skolyoz tanısı için yardımcı bir diğer karakteristik belirtidir.
İlk oluşma evresinde duruş bozukluğu ile net bir şekilde gözlemlenemeyen skolyoz, şiddetli bel ve sırt ağrıları ile hastaya ilk sinyallerini verir. Skolyoz, tedavi edilmezse şiddetine ve türüne göre farklı belirtiler gösterebilmektedir. Skolyoz tipine göre değişen skolyoz belirtileri temel olarak şu şekilde sıralanabilir;
Skolyoz genel olarak neden oluştuğu tam olarak saptanamayan bir duruş bozukluğu olarak bilinse de tıbbi olarak üç farklı türde ele alınmaktadır.
İdiopatik skolyoz, en yaygın olarak görülen skolyoz türüdür. İdioapatik skolyoz oluşumunun nedeni net olarak bilinmediği için adını idiopatik yani “nedeni bilinmeyen” ifadesinden almıştır. Idiopatik skolyoz omurgada sağ ya da sol tarafa doğru C ve S şeklinde eğrilme sonucu oluşan duruş bozukluğu ile kendini belli eder.
Nöromüsküler skolyoz, bir diğer yaygın olarak görülen skolyoz türüdür. Nöromüsküler skolyoz türünün sebepleri arasında sinir veya kas hastalıkları yer almaktadır Bu tip skolyoz teşhisi için serebral palsi, çocuk felci ya da omurilik yaralanmaları örnek olarak gösterilebilir. Hastalık oluşumundan da izleneceği gibi, nöromüsküler skolyoz genellikle çocukluk evrelerinde görülebildiği gibi daha sonraki evrelerde görüldüğü bulgular arasında rastlanmıştır.
Konjenital skolyoz, anne karnında bebeğin gelişimi sırasında ortaya çıkan omurga dizilimine bağlı olarak meydana gelen doğuştan edinilen skolyoz türüdür. Konjenital skolyoz özellikle ilk senelerde hızlı ilerleme kaydettiği için, bu skolyoz için erken teşhis ve müdahale çocuğun sonraki gelişimi evreleri için hayati önem taşımaktadır.
Skolyoz, diğer bir tanımla duruş bozukluğu teşhis ve tedavisinde üç temel derece baz alınmaktadır. Skolyoz derecelendirmesi skolyometre ile yapılmaktadır ve omuriliğin eğriliğinde, eğriliğe eşlik eden rotasyonun diğer bir tanım ile dönmenin derecesi hesaplanır.
Skolyoz teşhis ve tanısı, 10 derece ve üzerindeki skolyoz derecelendirmeleri için yapılmaktadır. 10 derece altındaki skolyoz derecelendirmeleri spinal asimetri olarak tanımlanır. Hesaplanan skolyoz dereceleri ile skolyoz, düşük, ortak ve ileri olarak üç temel grupta değerlendirilir ve skolyoz derecelerine göre tedavi yöntemi belirlenir.
Skolyoz tedavisi skolyoz derecelendirmesine göre değişiklik göstermektedir. Skolyometre ile ölçülen skolyoz derecesi, omuriliği eğriliğinde, eğriliğe eşlik eden rotasyonun derecesidir.
20 derecenin altındaki skolyoz eğriliklerinde hasta yakın takibe alınır ve hastaya düzenli yüzme ile sırt ve bel egzersizleri önerilir. Bu tip skolyoz eğriliğinde gelişiminin durdurulması ve sürecin başarıya ulaşması için önerilen egzersizlerin uzman fizyoterapistler onayı ile uygulanması hayati önem taşımaktadır ve genel olarak skolyoz gelişimi düzenli egzersizler ile kontrol altına alınmaktadır.
20 ile 40 derece arasındaki skolyoz eğrilikleri yayın olarak 10-15 yaş arasında görüldüğü gözlemlenmektedir ve orta düzey skolyoz olarak tanımlanır. Bu tipteki skolyoz eğriliği büyüme potansiyeli taşımaktadır ve tedavisi korse ile birlikte izlenen fizik tedavi yöntemidir. Fizik tedavinin uzman fizyoterapistler denetiminde yapılması hayati önem taşımaktadır.
40 derecenin üstündeki skolyoz eğrilikleri ciddi duruş bozukluğu bozukluğu bulgusu ile yüksek önem derecesine sahiptir ve bu tip skolyoz vakasına rastlanan kişilerde skolyoz ameliyatı gündeme gelir.
Yetişkinlerde skolyoz tedavisi için ilk seçenek ameliyat değildir. Skolyoz vakalarının tedavisi için öncelikle cerrahi dışı yöntemler uygulanır, skolyoz gelişimi izlenir ve kontrol altına alınır.
Yetişkin skolyoz vakalarında uygulanan en yaygın ilk müdahale yöntemi uzman fizyoterapist kontrolünde yapılan fizik tedavi yöntemidir. Yetişkinlerde fizik tedavi omurgayı güçlendirmek ve dengede tutmak için uygulanır ve skolyoz gelişimini kontrol altına almayı amaçlar.
Skolyoz, ağrı merkezli bir rahatsızlık olmasından ötürü; skolyoz rahatsızlıklarında başvurulan diğer bir yöntem ise manuel terapi yöntemidir. Manuel terapi uygulamaları ile ağrı merkezine el ile yapılan müdahaleler hem skolyoz gelişiminin kontrolünde hem de bel, sırt ve omuz ağrısı üzerinde önemli rol oynamaktadır. Fizik tedavi ve manuel terapi uygulamalarının uzman fizyoterapistler denetiminde uygulanması hayati önem taşımaktadır. Skolyoz egzersizleri ile bel, sırt ve omuz ağrısı ile omurgadaki şekil bozukluğunun giderilmesi amaçlanır.
Skolyoz rahatsızlığı bir diğer tanımı ile duruş bozukluğunun uzman fizyoterapistler kontrolü ile gerçekleştirilen düzenle egzersiz programları ile kontrol altında alınabilmektedir. Skolyoz egzersiz programları, skolyoz rahatsızlığı olan kişiye omurganın pozisyonunu değiştirmeyi öğreten kişiye özel programlardır ve uzman fizyoterapistler kontrolünde ilerlemesi hayati önem taşımaktadır.
Skolyoz egzersizleri sırt kaslarını güçlendirdiği gibi skolyoz rahatsızlığı bulunan kişilerde hareket kabiliyetinin artmasına yardımcı olmaktadır. Skolyoz egzersizleri kilolu kişilerde kilo kontrolü sağlamayı da amaçlayarak skolyoz gelişimini kontrol altına almaktadır.
Skolyoz egzersizleri, skolyoz gelişimini durdurmak için skolyoz eğriliğinin derecelendirmesine göre değişkenlik göstermektedir. Doğru uygulanan skolyoz egzersiz programları ile duruş bozukluğu giderildiği gibi ağrı ve kas gerginliğinin azaltılması da hedeflenmektedir. Skolyoz tipine uygun skolyoz egzersiz programı için mutlaka uzman fizyoterapistlerden yardım alınmalıdır. Yanlış uygulamalar, vücutta kalıcı duruş bozukluğu ya da fiziki hasarlara yol açabilmektedir.
Skolyoz günümüzde yaygın olarak görülen ortopedik bir problemdir ve fizik tedavi, manuel terapi ve uzman terapistler kontrolünde gerçekleşen düzenli egzersizler ile kontrol altına alınıp, düzeltilmesi mümkündür. Fizik tedavi ile kontrol altına alınan skolyoz rahatsızlığı, düzenli skolyoz egzersizleri ve manuel terapi yardımı ile skolyoz belirtilerinin ilerleyişi yavaşlatılabilir, durdurulabilir hatta pozitif yönde gelişim sağlanabilir. Fizik tedavi, manul terapi ve düzenli skolyoz egzersizlerin uzman fizyoterapistler kontrolünde gerçekleşmesi hayati önem taşımaktadır.
Skolyoz tanı ve teşhisi için hastanelerin Ortopedi bölümüne başvurmak gerekmektedir. Yapılacak ileri derecede tetkikler ışığında belirlenen skolyoz derecesine göre skolyoz tedavisine başlanır ve skolyoz tipine göre kişiye özel skolyoz egzersizleri ve fizik tedavi programları ile birlikte manuel terapi uygulanarak, skolyoz gelişimi kontrol altına alınır.
Skolyoz, halk dilinde omurga eğriliği olarak da adlandırılan bir tür ortopedik rahatsızlıktır ve tedavi edilmediği sürece ciddi sağlık sorunları yaratabilir. Skolyoz omurganın boyun, sırt ve bel bölgelerinde sağ veya sol tarafa doğru kavis vererek eğilmesi ile meydana gelir ve zaman eğrilen omurga göğüs kafesine baskı yapmaya başlar. Skolyoz rahatsızlığına müdahale edilmediği sürece bu baskı hastanın nefes alma sürecini sıkıntıya sokabilir.
Skolyoz rahatsızlığının bir diğer belirtisi bel, sırt ve omuz ağrılarıdır. Düzenli skolyoz egzersizleri, fizik tedavi ve manuel terapi metodları ile müdahale edilmedikçe, skolyoz vücutta şiddetle artan kronik ağrıların oluşmasına yol açabilir. Bu nedenle skolyoz rahatsızlıklarında erken müdahale büyük önem taşımaktadır.